Dobby’nin Çorabı

Alihan Gören
2 min readMay 31, 2021

--

Fare yarışından kurtulmak ve hayatını sınırsızca yaşamaya başlamak istiyor ama geleceğe şüpheyle mi bakıyorsun?

Happiness — Kısa Film

2002 yılında seyirciyle buluşan Harry Potter ve Sırlar Odası filminde tutsak edilmiş bir cin (Dobby) vardı.

Dobby’nin özgür olmasının tek yolu, birisi tarafından kendisine bir çorap verilmesiydi.

“Efendisi Dobby’ye bir çorap verdi… Dobby artık özgür!”

İşte, insanlar da hayatı boyunca bu çorabı aramakla meşguldur.

Dobby

Ancak hırslar ve sınırları olmayan lüks hayaller, insanları gerçekten ihtiyacı olan eşyalara para harcama konusunda bencilleştirirken; ihtiyacı olmayan eşyalara gönül rahatlığıyla para harcatmaktadır.

Hırslarınızdan tamamen kurtulun ve gerçekçi hayaller kurun demiyorum, sadece onları kontrol etmeyi bilmeniz gerektiğini vurguluyorum.

Başarılılar ve başarısızlar ya da özgürler ve tutsaklar arasındaki farklardan birisi bunları kontrol etmeyi bilmekle ilgilidir.

Aşırı hız yapan hayaller, gerçeklere çarparak durur — Charles Bukowski

Meksikalı Balıkçı gibi düşünün

Bir şeyin farkına varın! Yılda yüz binlerce dolar para kazanabilir ve yine de fare yarışında sıkışıp kalabilirsiniz.

Yukarıda bahsettiğim üzere, yanlış hedeflere odaklanır ve yaşam standartlarınızı gelirinizle bire bir sabit olacak bir oranla yükseltirseniz, bu yarıştan asla çıkamazsınız.

Bu yarışın dışında kalabilmek, Meksikalı Balıkçının zihniyetine sahip olabilmekle yakından alakalıdır.

Amerikalı varlıklı bir iş adamı, Meksika’ya gerçekleştirdiği bir seyahat sırasında küçük bir kasabada gezinirken, içinde birkaç büyük ve taze balığın bulunduğu bir teknenin yanına yanaşır. Balıklardan etkilenen iş adamı, balıkçıya onları yakalamanın ne kadar sürdüğünü sorar.

‘Kısa bir süre’ yanıtını alan iş adamı, balıkçının neden biraz daha suda kalıp daha fazla balık tutmadığını merak eder.

Balıkçı ise, ailesinin ihtiyacını karşılamaya bu kadarının yettiğini aktarır.

Daha sonra, Amerikalı, ‘Peki zamanının geri kalanında ne yapıyorsun?’ diye sorunca, Balıkçı, ‘İstediğim saatte yatar, çocuklarım ve ailemle vakit geçirir ve her akşam arkadaşlarımla eğlenirim. Anlayacağın dolu ve meşgul bir hayatım var’ cevabını verir.

Bunun üzerine kendisini detaylı bir şekilde tanıtan iş adamı, balıkçıya işlerini büyütüp çok daha başarılı olabileceğini anlatır.

Meksikalı ise ‘Peki bayım, tüm bu anlattıklarınız gerçekleşirse ne olacak?’ diye sorduğunda ise, iş adamından şu cevabı alacaktır:

‘İşte işin en güzel kısmı burası! Artık küçük bir sahil kasabasına yerleşebilir, geç yatabilir, çocuklarınla, eşinle ve arkadaşlarınla istediğin kadar vakit geçirebilirsin’

Amacınız 9 basamaklı bir banka hesabına sahip olmak mı yoksa bu yarıştan kurtulmak mı?

Kararı siz vereceksiniz, ben bu yazıyla sadece odağınızın doğru yerde olup olmadığını sorgulattım.

Meksikalı Balıkçı tarzında bir yaklaşım sergilemek, sizi er ya da geç Dobby’nin çorabına ulaştırır.

--

--

Alihan Gören

ex falcı, now just gambler! but still Associate Product Manager